Tatlandırıcılardan dolayı karaciğer yağlanması mı? Tıp çalışmalarının eğlencenizi bu kadar çabuk bozmasına izin vermemelisiniz.

Belki de güne haberleri okuyarak başlamamalıyım. Beni üzen sadece dünyadaki krizler değil; medyada yer alan sağlık haberleri de çoğu zaman hiç iç açıcı değil. Çoğu zaman, daha önce farkında olmadığım sağlık risklerini haber veriyorlar.

Neyse ki, bu vahim uyarıların çoğu, yakından incelendiğinde güvenilmez çıkıyor; bazen göz alıcı haberler yalnızca tek bir uzmanın görüşü, bazen de belirsiz bir araştırmanın şüpheli sonuçları olabiliyor. Bu tür haberler genellikle "15 dakikalık şöhret"lerinin ardından iz bırakmadan kaybolup gidiyor.

En son, böyle bir mesaj beni en uygunsuz anda yakaladı. Sevdiğim sabah ritüelimle ilgili bir makale, tam da keyifle yaparken bilgisayarımda belirdi. Her zamanki gibi, loş ışıkta buzdolabını açtım ve küçük kutulardan birini güvenle çıkardım. Üzerinde, dünyaca ünlü, akıcı bir yazıyla içeceğin adı yazılıydı, ancak eczacı Pemberton'ın 19. yüzyıl sonlarındaki orijinalinin aksine, kırmızı zemin üzerine siyah renkteydi ve "Sıfır Şeker" yazısıyla desteklenmişti.

Kutuyu açarken çıkan tıslama sesi, uzun zamandır benim için bir uyanış çağrısıydı; kırda öten bir horoza benziyordu. Ama masamda serinletici içeceğin tadını çıkarır çıkarmaz, ekranda şu başlık belirdi: "Diyet içecek ciddi karaciğer hastalığına yol açıyor."

Kapsamlı bir çalışma, kalorisiz tatlandırıcılarla tatlandırılmış içeceklerin alkolsüz yağlı karaciğer hastalığına (NAFLD) yol açabileceğini göstermiştir. Çinli çalışma yazarları, Berlin'de düzenlenen bir konferansta, günde 260 mililitre bu tür içecek tüketmenin, genellikle asemptomatik olan bu karaciğer hastalığına yakalanma olasılığını %60 artırdığını açıkladılar. Buna karşılık, araştırmacılar, tazelememin orijinal versiyonundaki gibi şekerli içeceklerle ilişkili bu yağlı karaciğer hastalığı türü için yalnızca %50 daha yüksek bir risk buldular.

Eşlik eden bir yayını olmayan konferans bildirileri genellikle "pek güvenilir değil" kategorisine girer. Ancak, yapılan küçük bir araştırma , iyi yürütülmüş başka çalışmalarda da tatlandırıcılar ile yağlı karaciğer arasında, önemli ölçüde daha zayıf da olsa, bir bağlantı bulunduğunu ortaya koydu.

Bu bana eski bir sözü hatırlattı: Herkesi memnun edemezsin. Şekerli gazlı içecek içersem karaciğerim yağlanabilir; aynı şey diyet versiyonu için de geçerli. Ne yapmalıyım?

Konuyla ilgili makaleler genellikle harika bir çözüm sunar: "Yapılacak en iyi şey susuzluğunuzu bir bardak suyla gidermektir." Haha, yani mikroplastik parçacıklı içecek! Ama genellikle çok iyi bir tavsiye de vardır: "Ve eğer diyet kola ihtiyacınızı mutlaka gidermek istiyorsanız, bunu ölçülü yapın."

Bu yazıyı yazdıktan sonra, hayatımdaki bu küçük mutluluk dozunu olumsuz haberlerin elimden almasına izin vermeyeceğime dair meydan okuyan bir hisle, biraz daha fazla erzak almak için markete gidiyorum.

"Önemli olan sağlıklı olmak" köşemizin daha önce yayınlanmış yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.