21. yüzyılın hikayesini anlatan meyve: Avokado

1920'lerde bir gün, Kaliforniya kırsalında bir postacı olan Rudolph Hass, türü bilinmeyen genç avokado fidanları satın aldı. Bunları, popülerlik kazanmaya başlayan bu üründen kâr elde edeceğini umduğu arazilerine dikmek istiyordu. Acemi bahçıvan, en yaygın Fuerte çeşidinden avokado ağaçlarını bu fidanlara aşılamak istiyordu. Aşılarının hepsi tuttu, biri hariç. Bir komşusunun tavsiyesi üzerine, postacı görünüşe göre verimsiz olan bu son ağacı sakladı.

Bir süre sonra, koyu renkli, kalın ve engebeli bir kabuğa sahip, iştah açıcı olmayan bir meyve belirir. Rudolph Hass, satılamayacak kadar çirkin olduğunu düşünür ve tadına bile bakmayı reddeder. Çocukları ise sevmez. Ve meyvenin etini lezzetli, daha tatlı ve daha kremalı bulurlar. Hass avokadosu doğar.

O zamandan beri bu çeşit, onu yüzlerce diğerinden ayıran kendine özgü özellikleri sayesinde pazara hakim oldu; dünya çapındaki satışların %95'ini oluşturuyor. Hass, kusurlarını iyi gizler, olgunlaşmadan haftalarca dayanabilir, taşınması kolaydır ve çeşitli iklimlerde yetişir. Rabobank'ın [Hollandalı bir tarım kredi kuruluşu] yaptığı bir araştırmaya göre, 2030 yılına kadar yılda 3,2 milyon tondan fazla üretimle dünyanın en çok ticareti yapılan meyvesi olacak.

Rudolph Hass olduğunda