Başyazı. Zayıflığın kabulü

Başbakan'ın siyasi geleceği Ulusal Meclis'te belirleniyor. Toplumsal barış ise sendikalarla yapılan görüşmelerde belirleniyor. Sébastien Lecornu iki zorlukla karşı karşıya: Palais Bourbon'daki sansüre karşı koymanın bir yolunu bulmak ve 2 Ekim'deki yeni grev ve gösteri gününün ötesinde bir toplumsal kriz tehdidini savuşturacak argümanlar bulmak.
Başbakan, zayıflığını kabul ederek apaçık ortada olanı dile getiriyor. Ülkenin son aylarda biriken sorunlar gibi bir çıkmaza sürüklenmesini önlemek için gerçekçi ve sorumlu muhataplara ihtiyacı var: Trump'ın ilan ettiği ticaret savaşıyla dünyada; NATO sınırlarına yönelik Rus provokasyonlarıyla Avrupa'da; Ukrayna'yı desteklemek için yeni yollar bulma ihtiyacıyla Fransa'da; Fitch Ratings'in Fransa'nın notunu düşürme kararı, borç maliyetini daha da artıracak.
Başbakan, muhalefette bulunan Sosyalistlerin hoşgörüsü olmadan Ulusal Meclis'te ayakta kalamaz. Sosyalistler, Uzlaşmazlarla bağlarını koparma riskini aldılar. Yeni Başbakan bunu kabul etmeli ve uzlaşmaya varmak için onların yolunda önemli bir adım atmalıdır. Hükümette bulunan ve muhtemelen orada kalacak olan Cumhuriyetçiler bunu kabul etmelidir. Emmanuel Macron ise Sébastien Lecornu'ya tam yetki vermelidir.
Zucman vergisine karşı ayaklanan işveren örgütü, çalışanların eylemlerine yanıt vermek için 13 Ekim'de bir toplantı düzenliyor... Fransız halkının en zengin kesimi ile geri kalanı arasındaki eşitsizliğin dramatik bir şekilde arttığını unutmaları zor olacak.
Fransa'da mali adaletsizlik hissi var. François Bayrou, "az olanlardan az, çok olanlardan çok şey isteyeceğine" söz vermişti. Şimdi, en zayıf başbakana bu sözü tutması için güç verme zamanı. Bu, ülkeye bir bütçe temerrüdü ve yeni bir siyasi krizden daha azına mal olacak.
Les Dernières Nouvelles d'Alsace