İngiltere'de dijital kimlik kartlarına ihtiyacımız var mı?

Dijital kimlik kartlarının hayranları, herkese kim olduğunu kanıtlama olanağı sağlayarak Birleşik Krallık'ın dijital bir geleceğe doğru hızla ilerleyeceğini savunuyorlar.

Bu argümanda kafa karıştırıcı olan şey, bunu zaten yapabiliyor olmamız.

Pasaport ve ehliyet gibi fiziksel kimlik kartlarımız mevcut. Ayrıca kapsamlı bir dijital kimlik sistemimiz ve kimliğinizi bazen haftada birkaç kez kanıtlamanızı gerektiren bir dizi yasamız var.

Yakın zamanda birini işe aldıysanız, hatta birkaç günlüğüne bile olsa, çalışma hakkı belgelerini fiziksel veya dijital olarak kontrol etmeniz gerektiğini bilirsiniz.

Bir banka hesabı açtığınızda, bir avukat tuttuğunuzda, vergi beyannamesi verdiğinizde, seçimlerde oy kullandığınızda veya Evrensel Kredi gibi devlet hizmetlerinden yararlanmak için başvurduğunuzda da durum aynıdır. Günümüzde, internette pornografik içeriğe erişmek bile kimlik kontrolü gerektiriyor .

Hükümet açısından sorun, bu sistemlerin hiçbirinin birbirine bağlı olmaması ve bu durumun boşluklardan sıyrılmayı mümkün kılmasıdır.

Örneğin, tüm kontrollere rağmen, yasadışı göçmenler düzenli olarak banka hesaplarına erişim sağlıyor. İçişleri Bakanlığı'nın, bunu engellemek için verilerini bankalar ve yapı kooperatifleriyle paylaşması gerekiyor, ancak bilgiler genellikle eksik veya tamamen yanlış: Windrush skandalının ortaya çıkmasının ardından sistemin dört yıl boyunca askıya alınmasının nedeni de bu.

Sky News'den daha fazlasını okuyun: Aşı devi İngiltere'de yeni bir fabrika açtı Los Angeles'ta İngiliz avukat öldürüldü Eski Fransız cumhurbaşkanı hapse atıldı

Gerçekten verimli bir sistem, bu tür verileri temizler, birbirine bağlar ve tek bir kapsamlı genel görünümde birleştirir. Ancak bu, kamu görevlilerinin, paylaşılması bir yana, bulunması bile çoğu zaman zor olan bilgilere erişmesini gerektirir.

Kimlik kartı savunucularının söylediğine göre eski bürokrasiyi bir kenara itip tek bir merkezi sistemle yeniden başlamak çok daha kolay.

Sonuç olarak, vatandaşlar için daha hızlı ve daha güvenilir bir sistem ortaya çıkacağını söylüyorlar. Ancak bu, esas olarak, savunucularının hükümetin olması gerektiği gibi işlemesini umduğu bir altyapı parçası.

Bütün bunlar şu soruyu akla getiriyor: Gerçekten bunu istiyor muyuz?

Hayatımızın her alanında bizi takip edebilen, yasaları şu anda yapamayacağı bir şekilde uygulayabilen bir hükümet mi istiyoruz?

Hükümet cevabın evet olduğuna inanıyor. Odak grupları ve anketler, insanların başarısız hükümet sistemlerinden bıktığını ve özellikle göç konusunda kararlı adımlar atılması gerektiğini gösteriyor.

İşte bu yüzden tüm bunlardaki en büyük risk siyaset değil, sunum olabilir.

Bu sistemin bütçe dahilinde ve büyük gecikmeler olmadan kurulmasını sağlayabilirler mi? Herhangi bir hack veya büyük bir teknik aksaklık yaşamadan büyük ölçekte çalışmasını sağlayabilirler mi?

İnsanlara sorunun mevcut sistem olduğunu, sistemin kullanılış biçiminin olmadığını gösterebilirler mi?

Bu, Google veya Amazon'un bile çekineceği bir iş. HS2'yi kolaymış gibi gösteren bir iş.

Ancak teknoloji uzmanlığıyla tanınmayan Whitehall'dan, belki de bir sonraki seçime kadar bu görevi üstlenmesi istenebilir.