İSRAİL, İRAN, ALMANYA/ “Merz, BlackRock ‘sözcüsü’ seçilmiş bir şansölye ne kadar tehlikelidir”
"İsrail bizim kirli işlerimizi yapıyor," dedi Alman Şansölyesi Merz geçen gün İran'a atıfta bulunarak. Ancak Almanya'da öfke büyüyor
Şansölye'den BlackRock adına gelen son haber. "İsrail bizim için kirli işleri yapıyor." Merz'in "biz" derken neyi kastettiğini kim bilebilir, hatta önüne "hepimiz" bile koymuş. "Hepimiz" kim? Belki de şu anda, kapalı kapılar ardında, Stockholm'de, dünyanın geleceğini değerlendirmek için toplanan Bilderberg Kulübü'nden bahsediyordur?
"Biz", yani Federal Cumhuriyet'teki sıradan insanlar da kesinlikle onun diğer ifadesine atıfta bulunuyor: " İran'a karşı askeri harekâta katılmayı düşünüyoruz". Önemli kararlar neoliberal milyarderlerin seçkin kulübü tarafından alınıyor, ancak top yemi tam olarak hepimiziz.
Almanya, İtalya gibi, en azından teoride ve farklı emirler gelene kadar savaşı "reddetmiştir". Federal Anayasa, 26. maddede, savaşı yalnızca savunma biçiminde öngörmekte ve uluslar arasındaki barışı bozan her türlü eylemi dışlamaktadır.
Son iki dünya savaşının hatırası hala çok canlı ve Bundeswehr'in (federal ordu, ed. ) Ayetullah rejiminin ortadan kaldırılmasına neden el atması gerektiği, hele ki "önleyici savaş" perspektifinden, her türlü uluslararası hukuka aykırı bir perspektiften neden el atması gerektiği açık değil: Önce ben saldırıyorum çünkü siz de bana saldırabilirsiniz.
Merz, ultra-diplomatik Scholz'dan çok daha korkutucudur, çünkü sanki savaş uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için sürekli bir olasılıkmış gibi davranır. SPD'nin bazı üyelerinin Rusya ile diyaloğa geri dönmeyi istemesi tesadüf değildir. Bunlar, Alman dış ve güvenlik politikasında radikal bir değişiklik çağrısı yapan bir manifesto imzalayan Ralf Stegner , Rolf Mützenich , Norbert Walter Borjans ve Hans Eichel gibi önde gelen isimler de dahil olmak üzere partinin yüzden fazla üyesidir.
Belge, artan militarizasyonu, NATO ve Rusya arasındaki istikrarsızlığın kaynağı olarak korku söylemini ve GSYİH'nın %5'ine kadar askeri harcamalardaki artışı kınamaktadır. İmzacılar, Merz'in sergilediği sert çizgiye karşı, 1970'lerin SPD'sinin Ostpolitik'i doğrultusunda Moskova ile diplomatik diyaloğun yeniden başlatılmasını önermektedir. SPD, Merz'in CDU-CSU'sunun hükümet müttefikidir ve İran hakkındaki son açıklamaları koalisyon içindeki iç diyaloğu kesinlikle kolaylaştırmayacaktır.
Parlamento tartışmalarının ötesinde, o zaman, "biz", "hepimiz", sıradan insanlar var, bazen Almanya'nın geçen yüzyılda savaştan bıktığını hala hatırlıyorlar. "Onların" çıkarları uğruna küle dönme konusunda büyük bir arzu yok. Ne Ukrayna'da ne de İran'da yeni bir "Barbarossa Harekatı"na ihtiyacımız yok.
Çocukken, okulda, Brecht'in her zaman güncel olan bazı dizelerini okurduk: "Büyük Kartaca üç savaş yaptı. İlkinden sonra hala büyük bir güçtü; ikincisinden sonra hala yaşanabilirdi; üçüncüsünden sonra artık hiçbir izi yoktu". Ve Kartaca biziz.
Bu arada, Roma -o savaş çığırtkanı Roma- da mutlu bir sonla bitmedi: imparatorluklar geçer. " Barışla hiçbir şey kaybedilmez . Savaşla her şey kaybedilebilir" (İkinci Dünya Savaşı'nın eşiğinde XII. Pius ) sözünün bir nedeni vardır ve bu her zaman geçerli olan bir nedendir.
— — — —
Sizlere kaliteli ve bağımsız bilgi sağlamaya devam edebilmek için yardımınıza ihtiyacımız var.
İl sussidiario
