Ülkeyi fasit daireye soktular

Melisa AY
Geçtiğimiz genel seçimlerden hemen sonra, Haziran 2023’te Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine gelen Mehmet Şimşek, koltukta 25 ayı geride bıraktı. İki yılı aşan görev süresinde Şimşek, atandığı koltukta, kendi etrafında döndü. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 genel seçimlerinden önce adeta ‘müjdelediği’ Şimşek, ekonomiyi kurtarma görevinde fasit daireye sıkıştı.
Şimşek’in göreve geldiği Haziran 2023’te yıllık yüzde 38,21 olan resmi enflasyon, 2 yılda dönüp dolaşıp aynı yere geldi. Geçen ay yıllık enflasyon yüzde 35,05 olarak açıklandı. Şimşek’in, verilen işaretler ile uyguladığı IMF’siz IMF programı, kısırdöngüde başlangıç noktasına geri geldi. Emeğiyle geçinenler nefes dahi alamaz hale getirildi, üretim krize girdi, ekonomi daraldı, yüksek enflasyonu düşürme hesapları tutmadı. Tüm göstergeler kötüye giderken ‘dezenflasyon koşusu’ başa döndü.
Bakan Şimşek’in 2 yıllık programı, pembe tablo çizmekle geçti. Enflasyonla mücadelede yolu yurttaşın üstüne basmakta bulan Şimşek yönetimi, Erdoğan’ın kendine devrettiği ‘küfe’yi yurttaşa attı. Tek adam rejiminin adeta tahrip ettiği ekonomiyi düzeltme görevini üstlenen Şimşek için "Finans çevrelerinin sevdiği isim" denildi, yatırımcıda güven oluşturacağı illüzyonu yaratıldı. Programın neredeyse tek çıktısı, cebi boşalan, alım gücü yokuş aşağı giden yurttaşın daha da yoksullaştırılması oldu.
Göreve geldiğinde yüzde 8,5 olan politika faizini yükseltmekle işe koyulan Şimşek, Merkez Bankası’nın başına da Hafize Gaye Erkan’ı çağırdı. İşe koyulduktan sonra devamlı krizlerle gündeme gelen Erkan’ın görev süresi de beklenenden kısa sürdü. İstikrarlı tablo çizmesi de geciken Şimşek, ekonomi yönetiminin bir bütün halinde hareket ettiğini söylese de yerel seçimler Bakan’ın hareket alanını kısıtladı.
Şimşek döneminde ne enflasyon iyileşti ne büyümede olumlu tablo görüldü ne de üretim krizi çözülebildi. Aksine, borç krizi patladı, işsizlik şahlanışa geçti, işletmeler peş peşe kepenk indirdi.
Tüm göstergelerde kötüleşme derinleşirken krizde utangaç davranan Bakan Şimşek, ekonomide ılımlılık söylemine tutundu.
Yoksul yurttaş, borçlanmayı bir geçim aracı halinde kullanmaya mecbur kalırken borç maliyetleri de yüksek faizle yükseldi. Şimşek öncesi dönemde tek adamın dağıttığı ekonomik rasyonellik ve Nas politikasının etkilerinden kurtulmayı hedefleyen para politikası, adeta taşa takıldı. Şimşek’in, bu yıl denge arayışıyla düşürerek ilerleyeceği tahmin edilen politika faizi, iktidarını sürdürmek için her oyunu göze alan Erdoğan’a takıldı. Rejim, iktidarına en büyük tehdit olarak gördüğü Ekrem İmamoğlu’na yönelik 19 Mart Saray Darbesi’ni gerçekleştirince ekonomi yönetimi faiz kararlarını ertelemeyi seçti. Dünyadaki her ülkeyle yarışabilecek yükseklikteki enflasyonda yüksek seviyeler inmedi. OECD ülkeleri içinde manşet enflasyonuyla, enerji ve gıdada rakipsiz fiyat artışlarıyla Türkiye, yüksek fiyatlar ve düşük ücretlerle yoksulluğa sürüklenenlerin ülkesi haline geldi.
∗∗∗
3,5 MİLYON İŞSİZ YARATTIÜlkenin en önemli sorunlarından biri olan işsizlik, varlığını sürdürüyor. İktidarın, işsizliği kağıt üzerinde geriletme çabası ise gerçek verilerin hesaplanması ile çürütülüyor. Devraldığı ekonomik enkazı, ilk iş olarak halkın üstüne atan Şimşek programı, işsizler ordusunun her geçen gün daha da büyümesine sebep oldu. Şimşek döneminde işsizler ordusu adeta rekora gitti. Pandemi seviyeleriyle yarışır işsizlik bu dönemde görüldü. Şimşek etkisi TÜİK’in dar tanımlı işsizlik verileri ile işsizlerden saymadığı atıl işgücünde kendini gösterdi. Bakan Şimşek’in göreve geldiği 2023 Haziran’ında dar tanımlı resmi işsizlik yüzde 9,6’ydı. Aynı ayda gerçek işsizlerin sayısı 9,2 milyonken geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 24,2 olarak hesaplanmıştı. Güncel mayıs ayı işsizlik verileri ile dar tanımlı işsizlik yüzde 8,4 olarak hesaplandı ancak gerçek işsizlik adeta şahlandı. Ülkede işsizlerin sayısı 12 milyon 606 bin kişiye ulaştı. Geniş tanımlı işsizlik oranı Şimşek döneminin başlangıcına göre 6,8 puan artarak yüzde 31 olarak hesaplandı. Geçen iki yılda 3,5 milyona yakın kişi, işsizler kervanına katıldı.
∗∗∗
İŞLETMELER BATIK HALDEİşletmeler ekonomik krize karşı kırılgan halde kaderine terk edildi. Küçük büyük her ölçekten işletme, mali krizle tökezledi. Konkordatolar ve iflas dosyaları, Şimşek döneminde arttı. Yüksek faizle birlikte artan finansman maliyetleri de işletmelerin krizlerden borçlulukla çıkamamasına neden oldu. Tekstilden inşaata her sektörde konkordatolar yükseldi. Sadece bu yılın ilk altı ayında 2 bin 776 firma konkordato başvurusunda bulundu. 2023’te 1516 olan iflaslar, konkordato başvuruları ve mühlet kararları, 2024’te 3 bin 497’ye çıktı. Başvurular, bu yılın ilk 6 ayında geçen yılın toplamına yaklaştı. Daralan ekonomide ayakta kalma güçlüğü yaşayan işletmeler için konkordato krizinin sürmesi bekleniyor. Konkordato süreçleri ayrıca, işçiler için de hak kayıpları yaratıyor. Bu işletmelerde çalışan işçiler de konkordato ilan eden şirketin borçlu olduğu alacaklılar haline geliyor. Ücretleri ödenmeyen, işyerlerinin devamı riske giren işçiler için işsizlik de kaçınılmaz sona dönüşüyor. İşletmeler adım adım iflasa giderken borç krizi karşılıksız çek ve protestolu senetlerin de artmasına neden oldu. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’ne göre 2023’te toplam 57 milyar TL’lik parasal tutarı olan 147 bin adet çek karşılıksız çıkmıştı. Sadece bu yılın ilk 5 ayında dahi karşılıksız çek sayısı 2023’ü katladı. 5 ayda 81,8 milyar TL’lik parasal tutarı olan 108 bin 161 adet çek karşılıksız çıktı.
∗∗∗
MUSTAFA SÖNMEZ: ANLAMAK İÇİN SARAY’A BAKMALIMehmet Şimşek geldiğinde bir ‘‘enkaz’’ devraldı. Şimşek ‘irrasyonel’ dediği bir ekonomiyi, 2023 Genel Seçimleri’ni kazanmak için enflasyonu körükleyenlerden devraldı. Önce baskılanmış döviz üzerindeki basıncı kaldırdı, bu da çok şiddetli bir fiyat yükselişi yarattı. Dezenflasyon sürecini başlattığını söyleyerek yüzde 8,5’lara kadar gerileyen faizleri yükseltti. Yüksek döviz ve faizler de pek çok anomali yarattı. 2024 Yerel Seçimleri’nin araya girmesi ile Şimşek, hayal ettiği kemer sıkma durumunu tam manasıyla gerçekleştiremedi. Seçim ertesi de el yükseltip programa hız verdi. Ancak 19 Mart darbe girişimi ile uygulamak istediği program da sulandı.
Mehmet Şimşek değerlendirilirken siyasi duruma da muhakkak bakmak lazım. Şimşek ve beraberinde Merkez Bankası tamamen Saray’a bağlılar. Sarayın iktidar telaşı onlar için bir külfet. Şimşek ve ekibi 19 Mart’ı önlerinde bulup Erdoğan’a ‘‘Alabora olduk’’ diyemiyorlar. Şimşek’in performansı asla Saray’dan bağımsız değil, bundan sonra da öyle olacak. Erdoğan, iktidarı dışında hiçbir şeyi, ekonomiyi, planı programı önemsemiyor. Saray iktidar telaşı içinde tüm tuşlara basarken Şimşek de önünde farklı tümsekler bulabiliyor. Geçen 2 yılda ne enflasyonda ne büyümede başarı öyküsü oluştu. Dar tanımlı işsizlikte çizdikleri durum, işsizlikte yok. Yabancıya güven vermedi, gelen yabancılar da siyasi türbülanslarda kaçtı. Erdoğan’ın rejimi onun performansında etkili. Yapmak istediği kemer sıkmanın iklimi karşısına çıkmadı. Performansı o kadar bağımlı ki başarısızlığında Erdoğan etkisini bahane etse yeridir.
Aslolan Erdoğan, iktidarı kaybetmeyi kabullenemiyor. Ekonomiyi akıl almaz hale getirdi. 19 Mart darbesi Şimşek’i de vurdu. Elbette, MASAK doğrudan kendisine bağlı olduğu için operasyondan haberdardı. Rejimin iktidarı da bu işte, oyunun kuralını değiştiriyor. Bu yüzden Saray’ın iki yılı, Şimşek’in 2 yılını şekillendirdi. IMF’siz IMF programı uygulayan Şimşek, enflasyonu da talebe bağladı. Tek yapabildiği emeğin üstüne basmak oldu. Yüzde 45 enflasyon varken asgari ücrete yüzde 30 zam yaptı. Emek gelirleri 2 yıl üst üste reel olarak geriledi. Programın ceremesi emek kesimine yıkıldı. Faturayı yurttaşa ödetmesine rağmen yine de başarı hikâyesi yaratamadı.

∗∗∗
ŞİMŞEK’İN BAŞA DÖNEN ENFLASYON SERGÜZEŞTİDezenflasyon macerası, Bakan Şimşek’in görev süresinin en büyük sınavı oldu. Göreve geldiğinde yüzde 38,21 olan resmi enflasyon, 2023 yılını yüzde 64,77 ile kapattı. 2024’te, 2022 yılındaki seviyelerini yeniden gören enflasyon geçtiğimiz yılın mayıs ayında yüzde 75,45 oranını gördü. Enflasyon, yüksek seyretmeye devam ederken Şimşek’ten devamlı ‘‘Düşecek, iyileşecek, program işliyor’’ açıklamaları geldi. Fiyat artışının hesaplanmasında kullanılan bir endeksteki değişim oranı olan değer, söylendiği gibi düşmedi. Yüzde 75’lerde oldukça yüksek olduğu hesaplanan enflasyon, yüzde 35’lerde de yüksek seyretmeye devam etti. Enflasyonla alım gücü düşen yurttaş borca sarıldı, Şimşek döneminde kriz derinleşti. Bakanlığı başladığında 33,7 milyar TL olan tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarında takipteki borç miktarı uçuşa geçti. 27 Haziran - 4 Temmuz haftasında bireysel kredi ve kredi kartı borçları 38,7 milyar lira artarak toplamda 4 trilyon 826 milyar liraya ulaştı. Takipteki borçlar da bu ayda, 2023 Haziran’ına göre 5 kattan fazla artışla 179,3 milyar TL’ye ulaştı. Enflasyon yükseldi, ücretler baskılandı, alım gücü eridi. Krizden yalnızca yurttaş değil, üretim de etkilendi. Tarımsal ürünler tarlaya çürümeye terk edildi. Sanayi üretiminde çarklar durma noktasına geldi. Üretmeyen ekonomi, büyüyemeyerek durgunluğa girdi. Gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) Şimşek göreve geldikten sonraki ilk çeyrek olan 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9 oranında büyüme kaydetmişti. Ekonomik büyüme, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,0 oldu.
∗∗∗
YOKSULLUKTA EŞİTLEDİLERYıl ortası zammının en son 2023 yılında uygulandığı asgari ücret, adeta sıfıra indi. Bu yıl temmuz zammı yapılmayan asgari ücret, açlık sınırına yenildi. Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Merkezi (BİSAM), Açlık ve Yoksulluk Sınırı Raporu’na göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık harcama 23 bin 615 TL olarak hesaplandı. Temel ihtiyaçların tümü dikkate alındığında yoksulluk sınırı 81 bin 686 TL’ye yükseldi. Rapora göre, satın alma gücündeki düşüş yalnızca aileleri değil, tek başına yaşayanları da etkiledi. BİSAM’ın verilerine göre, yalnız yaşayan bir kişinin sağlıklı beslenme, barınma ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için aylık en az 37 bin 912 liraya ihtiyacı var. Bu tutar, asgari ücretten 15 bin 808 TL daha yüksek.
Rapora göre, günlük harcamalarda en yüksek maliyetli grup 211,71 lira ile sebze ve meyve oldu. İkinci en yüksek maliyetli grup ise 210,71 lirayla süt ve süt ürünleri olarak hesaplandı. Et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı ise 161,64 lira olarak tespit edildi.
Türk-İş’in mayıs ayı açlık sınırı 25 bin 92 TL, yoksulluk sınırı 81 bin 734 TL olmuştu. Yoksulluk sınırı Şimşek göreve geldiğinde 38 bin TL seviyesindeydi. Sefalet seviyesinde bırakılan asgari ücret, yoksulluk sınırının yüzde 25,99’unu ancak karşılıyor. Şimşek’in emek gelirlerini baskılama politikasının sonucu olarak 16 bin 881 TL’de bırakılan en düşük emekli aylığı ise yoksulluk sınırının sadece 5’te birini karşılayabiliyor. Yurttaş sağlıklı ve dengeli beslenmeye ise bir ayın yalnızca 20-25 günlük bölümünde, başka hiçbir kaleme harcama yapmadığı takdirde ulaşabiliyor.
BirGün