ABD'nin ilk alacak talebi: İncirlik

İncirlik tartışmaları ve pazarlıkları sürüyor. ABD, üssü dilediği gibi kullanmak istiyor. Bu yılın ilk günlerinden bu yana süren sıkıştırmanın bir nedeni bu. ABD yönetimi 1 Mart'ın acısını unutmadı. Bir kez daha aynı durumda kalmak istemiyor. Çünkü ABD'nin bir oyun planı var. Bush, "Ortadoğu'ya demokrasi götürüyorum" adı altında kendi politikalarına ve egemenlik girişimlerine köstek olmayan yönetimlere kavuşma projesi, yani Büyük Ortadoğu Projesi için çabalıyor. ABD yönetimi, yeni İran ve Suriye politikasına koşulsuz destek istediği için sıkıştırıyor. ABD, yeni İran ve Suriye politikasına koşulsuz destek istiyor. AKP ve Tayyip'e "1 Mart'ta oluşan borcunu şimdi öde" diyor.
Hatırlarsak, Kuzey Irak'a 62 bin Amerikan askeri Türkiye'den girecekti. Olmadı. Aynı sayıda Türk askeri de girecekti. Neyse ki, o da olmadı. Musul ve Kerkük Amerikan askerleri tarafından korunacak, ancak Türk askerleri Musul ve Kerkük'ün etrafında konuşlanacaktı. Çok şükür bu da olmadı. ABD, "şimdi borcunu öde" diyor. AKP ve Tayyip Erdoğan hangi vaatlerde bulunmuştu, bilmiyoruz. Ama ABD "şimdi İran ve Suriye için ne kadar yardımcı olacaksın, göster" diyor. İncirlik'ten daha beter talepleri de var. ABD yönetimi soruyor: "İran ve Suriye'deki iktidarları yıkma mücadelesine yardım edecek misiniz?" Yardımcı olacaksınız ya da olmayacaksınız. İkisinin arası yok. ABD, yardımcı olmama olasılığına karşı aba altından sopa gösteriyor. ABD, pazarlık yapmıyor. Bu borcunu "öde ya da öde" diyor. Hükümet telaşlanıyor. Amerikan medyasında yürütülen kampanya, Ankata'ya gelen ABD yetkililerinin Türkiye'ye yönelik ifadeleri, suçlamaları, baskıları, tehditleri hükümeti endişelendiriyor. "Düğmeye basıldı mı?" sorusu zihinlere yerleşiyor. AKP milletvekilleri bir bir istifa ediyor. Bush yönetimi ölümü gösterip sıtmaya razı etme çalışmasını sürdürüyor. 21. yüzyıl egemenliği yeniden kuruluyor ve Ortadoğu bunun merkezinde yer alıyor. Bush yönetimi yüzyılın ABD'sini kurmaya soyunuyor. 21. yüzyılın ABD'sinin 'çok insancıl, çok demokrat' olarak anılması önemli değil. "İncirlik bir Türk hava üssüdür" demek hiçbir şeyi halletmiyor. Çünkü şimdi üssün statüsü değiştiriliyor. İncirlik, Türkiye'nin kontrolü, hatta bilgisi dışında bir yerleşim ve konuşlanma alanına dönüşüyor. Hükümet ise bilgileri toplumla paylaşmıyor. Sorunların üstünü örtüyor. Bu konudaki yanlış tutumları çok ciddi sorunlar, sıkıntılar doğuracak gibi görünüyor.
AKP ve Tayyip Erdoğan'ın, bunların hepsini bilerek ve hesap ederek adım atması gerekiyordu. Ama artık iş işten geçti. Kapalı kapılar ardında verilen sözler ayaklarına dolandı... 'Geçmiş günahların gölgeleri uzun olur' derler. Umarım eski günahların bedelini hep birlikte ödemek zorunda kalmayız...
BirGün