Turizm personelinin tatilleriyle ilgili tartışmalı düzenleme

TBMM’ye sunulan yeni kanun teklifiyle, turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatilinin dört gün gecikmeli kullandırılmasının önü açılıyor. Daha önce kullandırılması zorunlu olan 6 gün çalışmaya 24 saat kesintisiz tatil hakkı, çalışma süresinin tamamlandığı 6’ncı günü takip eden 4 içinde kullandırılabilecek.
30 Haziran 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 2/3186 esas numaralı “Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, çalışma hayatını doğrudan etkileyen önemli bir düzenlemeyi içeriyor. Özellikle turizm sektöründe çalışan binlerce işçiyi ilgilendiren düzenleme, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 46’ncı maddesine yeni bir fıkra eklemeyi hedefliyor.
Hafta tatilinde çalışana fazla mesai yokSGK Uzmanı Mehmet Akif Cenkci'nin halktv.com.tr'ye yaptığı değerlendirmeye göre teklif yasalaşırsa, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli konaklama tesislerinde çalışan işçiler, hafta tatilini çalıştıkları gün yerine takip eden dört gün içinde, yazılı onayları alınmak şartıyla kullanabilecek. Ancak dikkat çeken nokta, hafta tatilinde çalışan işçiye bu sürede yaptığı iş için fazla mesai ücreti ödenmeyecek olması.
Çalışma hayatı uzmanları ve işçi temsilcileri, teklifin ciddi hak kayıplarına neden olabileceği uyarısında bulunuyor. “Onay” şartı metinde yer alsa da, özellikle turizm sektöründeki personel açığı ve sezon yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda, bu onayın gerçekte gönüllü mü yoksa mecburi mi olduğu tartışmalı bir konu haline geliyor.
Lüks değil, temel bir hak olan dinlenme hakkı, sadece fiziki bir dinlenme değil, aileyle zaman geçirme, sosyal yaşamla bağ kurma gibi insani boyutları da barındırıyor. Bu düzenleme, sadece işçinin yasal hakkını değil, yaşam dengesini de erteleme riskini taşıyor.
Bildirimler KEP üzerinden yapılacaÖte yandan, düzenleme içerisinde işverenin yazılı bildirimlerinin Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) üzerinden yapılabilmesine yönelik teknik bir madde de yer alıyor. Ancak uygulamadaki dijital okuryazarlık seviyesi ve erişim eşitsizliği dikkate alındığında, bu sistemin işçiler açısından ne kadar etkili olacağı belirsiz.
Teklifin, özellikle yaz sezonlarında işverenin personel yönetimini kolaylaştırmaya yönelik bir adım olduğu görülüyor. Ancak eleştiriler, bu kolaylığın işçinin dinlenme ve ekonomik hakları pahasına elde edilmesinden kaynaklanıyor.
Tatil hak değil imtiyaz haline gelebilirEğer teklif yasalaşırsa, turizmde çalışanlar için hafta tatili, anayasal bir dinlenme hakkı değil, ertelenebilir bir imtiyaz haline gelebileceği, işçinin hem çalışacağı hem de fazla mesai alamayacağı ifade ediliyor.
Yasa teklifindeki düzenlemenin tam metni şöyle:
“MADDE 10- 857 sayılı iş Kanunu kapsamında giren işyerlerinde çalışan işçiler haftalık 45 saatlik çalışma süresini tamamlamaları durumunda hafta tatiline hak kazanmakla birlikte kazandıkları hafta tatilini yedi günlük zaman dilimi içerisinde kullanmak zorunda kalmaktadırlar. Maddeyle yine haftalık çalışma süresi ile hak kazanılan hafta tatili hakkı saklı tutularak turizm sektöründe ortaya çıkan ihtiyaçlar göz önüne alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm işletme belgeli konaklama tesislerinde çalışan personelin yazılı talebi ve onayı olmak kaydıyla, haftalık izinlerini gerekli görülen durumlarda 10 günlük süre içerisinde kullanabilmesine imkan sağlayacak esneklikte bir düzenleme yapılarak haftalık izinlerin haftada 1 gün (6+1) kullanılacağına ilişkin genel kurala söz konusu personel yönünden istisna getirilmektedir. Bu durumda, 45 saatlik çalışma süresinin tamamlandığı gün hafta tatiline hak kazanan işçinin hak kazandığı hafta tatilini yazılı talebi veya onayı ile tatile hak kazandığı günü takip eden dört gün içerisinde (10+1) kullanması mümkün hale gelmektedir. Böylece işçi yönünden hak edilen hafta tatillerinin birleştirilerek kullanılmasına ve daha verimli bir serbest zaman yaratılmasına, özel yaşamlarına ayırdıkları zamanı daha verimli kullanmalarına imkan sağlanmakta aynı zamanda değişen sosyal yaşam ve ekonomik koşullar dikkate alınarak işçi ve işveren yönünden çalışma barışının sağlanmasına da büyük ölçüde katkı sağlanması amaçlanmaktadır. ÎLO raporlarında da iş-özel yaşam uyumu politikaların, işletmelere Önemli yararlar sağladığı, politikaların hem çalışanlar hem de işverenler için faydalı olduğuna dair tespitlere yer verilmektedir.”
MADDE 10- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 46 ncı maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir. "Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından turizm işletmesi belgesi verilen konaklama tesislerinde çalışan işçilerin bu fıkra kapsamında hak kazandığı hafta tatili, işçinin yazılı talebi veya onayı ile hak kazandığı günü takip eden dört gün içerisinde kullandırabilir. Bu halde işçinin hak kazandığı hafta tatilinde yaptığı çalışmaların günlük normal çalışma süresi kadarhk kısmı fazla çalışmanın hesabında dikkate alınmaz. İşçi verdiği onayı otuz gün önceden işverene yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydıyla geri alabilir."
turizmekonomi