Arkeologlar 2.700 yıllık mezarlıklarda 'dünya dışı metal' buldu

Arkeologlar, Polonya'daki antik mezarlarda gömülü 'dünya dışı metal' keşfettiler.

İçinde yalnızca meteorlarda bulunan metalik demir bulunan üç bilezik ve bir iğne olmak üzere dört eser ortaya çıkarıldı.

Eserler, Güney Polonya'da MÖ 750 ila 600 yıllarına tarihlenen iki Erken Demir Çağı mezarlığından çıkarıldı.

Ekip, eserlerin temel bileşenlerini belirlemek için nesnelerin içine bakmak amacıyla X-ışınları ve nesnelerin yüksek çözünürlüklü görüntülerini oluşturmak için elektron demeti kullanan bir başka teknik de dahil olmak üzere farklı teknikler kullandı.

Sonuçlar, tek bir uzay kayasından gelmiş gibi görünen yüksek konsantrasyonlarda eritilmiş cevher ve meteorik demir olduğunu gösterdi.

Demirdeki yüksek nikel seviyeleri, mücevherin ayna benzeri bir yüzeye sahip ataksit meteoritinden yapıldığını gösteriyordu.

Araştırmacılar ayrıca demir kaynaklarının karıştırılmasının, parçalarda desen oluşturmak amacıyla bilerek yapıldığının muhtemel olduğunu söyledi.

Eğer hipotez kanıtlanabilirse, bu eserler desenli demirin bilinen en eski versiyonu olacak.

Düşen meteorları kullanarak objeler yapmak binlerce yıl önce yaygın bir uygulamaydı; Tutankhamun'un mezarında da benzer bir eser bulunmuştu.

Meteorit demiri, çoğunlukla silisyum ve oksijenden oluşan bir tuz olan silikatlardan oluşan bazı taşlı meteorit türlerinde bulunur.

Keşif, Polonya'nın Częstochowa Müzesi koleksiyonunda bulunan ve Demir Çağı'nın başlarından kalma iki mezarlık olan Częstochowa-Raków ve Częstochowa-Mirów'dan alınan gömü objelerini inceleyen Polonyalı ve Fransız bilim insanları tarafından yapıldı.

Araştırmacılar mücevherleri 1960'lı yıllarda analiz ettiler, ancak eserler Sorbonne Üniversitesi'nden meteor uzmanı Profesör Albert Jambon ve Jagiellonian Üniversitesi'nden Dr. Karol Dzięgielewski tarafından yeniden analiz edildi.

'Bu mütevazı sayıdaki örnek, yine de dünya çapında bir arkeolojik alanda bulunan en büyük meteoritik demir ürünleri koleksiyonundan birini oluşturuyor,' dediler çalışmada .

Müzede bulunan bilezikler, ayak yüzükleri, bıçaklar, mızrak uçları ve kolyeler de dahil olmak üzere toplam 26 eseri inceleyen ekip, şunları kaydetti:

Phys.org'un haberine göre, araştırmacılar çeşitli analitik teknikler kullanarak eserlerin temel dağılımını ve malzeme bileşimini belirlemeyi başardılar.

Bu, onların dört parçanın en azından kısmen meteorik demirden oluştuğunu tespit etmelerini sağladı.

Bilezikler Częstochowa-Raków mezarlığından, rozet ise Częstochowa-Mirów'dan çıkarıldı.

Bulunan eserlerden sadece dördünde meteorik demire rastlanırken, araştırmacılar bu keşfin, arkeologların 5.000 yıl öncesine ait çok sayıda parça bulduğu eski Mısır'daki keşiflerle aynı seviyede olduğunu söyledi.

Ekip, kullanılan meteoritin türünden dolayı demirin yerel kaynaklı olduğuna inanıyor.

Dr. Jambon, "Şans eseri bir bulgudan ziyade, tanık olunan bir düşmenin olma ihtimalinin yüksek olduğu sonucuna varabiliriz" dedi.

'Demir meteorlar büyük olabilir (yüzlerce kg), ancak bu aslında bir sorun olabilir.

'Büyük parçalar işlenebilir değildir ve küçük parçaları (bir kg'dan az) ayırmanız gerekir ki bu da Demir Çağı'ndaki aletlerle neredeyse imkansızdır (örneğin, İnuitlerin işlediği demir parçalarına bakın).'

Devamını oku

İspanya'daki araştırmacılar 2024 yılında benzer bir keşif yaparak, 3.000 yıl önce 'uzaylı metallerden' yapılmış eserler buldular.

Bilim insanları, 1963 yılında bulunan 59 altın kaplama objeden oluşan Villena Hazinesi'nin yeni bir analizini gerçekleştirdi ve iki objede meteorik demirin yer aldığını tespit etti.

Ekibin tahminlerine göre, altın kaplamalı bir başlık ve bilezik, bir milyon yıl önce Dünya'ya düşen bir meteordan gelen dünya dışı materyali içeriyordu.

Eserler, arkeolog José Maria Soler ve ekibi tarafından Aralık 1963'te Villena'ya yaklaşık yedi mil uzaklıktaki 'Rambla del Panadero' adı verilen kurumuş bir nehir yatağında kazı yaparken keşfedildi.

Çalışmada, meteor demirinin, çoğunlukla silisyum ve oksijenden oluşan bir tuz olan silikatlardan oluşan bazı taşlı meteorit türlerinde bulunduğu açıklandı.

Araştırmacılar, 'Uzaydan geldikleri için ağırlıkça yüzde beşten fazla değişken nikel bileşimine sahip bir demir-nikel alaşımından oluşuyorlar' diye yazdı.

'Ayrıca diğer küçük ve eser kimyasal elementleri de içerirler, bunlardan en önemlisi kobalttır.'