Knaussgaard bu haftanın edebi kurgu eserlerinde geri dönüyor: Karl Ove Knausgaard'ın GECE OKULU, Grace Walker'ın BİRLEŞME ve John Irving'in KRALİÇE ESTHER

Otokurgu türünün atası sayılan Knausgaard, Kavgam serisini kendi hayatından esinlenerek yazmıştı; ancak son yıllarda kendi içine dönük bir romandan uzaklaşarak, uğursuz ve gerçeküstü olaylar örgüsü olan romanlar yazmaya başladı.

Yeni kitabı, 1980'lerin ortasında Norveç'teki ailevi anlaşmazlıkları geride bırakıp Güney Londra'daki sanat okulunda eğitim gören hevesli bir fotoğrafçı olan Kristian'ın ağzından anlatılıyor.

Knausgaard, kahramanının barlarda dolaşması ve rastgele cinsel ilişkiler yaşaması gibi tasvirlerde her zamanki gibi ayrıntılara dikkat ediyor; ancak kitabın asıl itici gücü, Kristian'ın kariyeri yükselirken gizli tutmaya çalıştığı bir sokak kavgasının ölümcül sonuçları.

Destansı bir ağırlığa sahip, hırsın bir benzetmesi – ve eğer bu yazar hakkında meraklıysanız ama henüz okumadıysanız başlamak için iyi bir yer.

Bu akıllıca ve kışkırtıcı ilk roman, hükümetin iklim değişikliğiyle mücadele bahanesiyle bir dizi otoriter önlem aldığı yakın gelecekteki bir distopyayla tanıştırıyor bizi.

Korkunç politikalar, insan bedenlerini fiziksel olarak 'birleştirmek' için tasarlanmış deneysel bir süreç için en yoksulları hedef alıyor - iki beden bir oluyor.

Tüm bunlara bakış açımız, annesini Alzheimer'dan kurtarmak için bu plana kaydolan bir kadın.

Ancak, öncülün hızla altüst olması ve romanın yalnızca bir evlatlık görevi değil, aynı zamanda zorbalık zamanında bir vatandaşın sorumluluklarını da anlatan bir öyküye dönüşmesiyle büyük bir terslik yaşanıyor.

Buradaki diyalog ve karakterizasyonun esas olarak kitabın anlaşılması zor konseptini özetlemeye yönelik olduğu hissi uyandırsa da, bu akıllıca ve ilgi çekici; tıpkı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ile Beni Asla Bırakma'nın bir karışımı gibi.

Irving'in aksiyon dolu anlatıları her zaman mucizevi tesadüfler, göz kamaştırıcı sahneler ve sıcak duygularla doludur.

Uzun zamandır ABD edebiyatının önemli yazarlarından biri olarak kabul ediliyordu ama son romanları hayranları tarafından bile pek beğenilmiyordu.

Kraliçe Esther, 1999 yılında Michael Caine'in yetimhane müdürü Wilbur Larch rolünde oynadığı 40 yıllık klasik filmi The Cider House Rules'un geçtiği ortamı yeniden ziyaret ederek geçmişteki ihtişamlı günlerini akılsızca anımsatıyor.

20. yüzyılı konu alan hikaye, 1905 yılında Viyana'da doğan Yahudi bir kız olan Esther'in hikâyesini konu alıyor.

Larch'ın yetimhanesine geldikten sonra New Hampshire'da evlat edinilen kız, daha sonra romanın diğer odak noktası olan Irvingvari bir yazar olan Jimmy'nin taşıyıcı annesi olur.

Önyargı, zorunluluk gibi ağır temalar var ama yapmacık ve abartılı hissettiren telaşlı bir olay örgüsünde yoldan çıkıyorlar.