Yargısal aksaklıklar nedeniyle devlete karşı açılan davalar iki yılda iki katına çıktı

Şikayetlerin hemen hemen hepsi iş mahkemesine yönelik ve büyük çoğunluğu da uzun işlem sürelerinden şikayetçi.

France Inter'in, davaları yürüten Paris Adliye Mahkemesi Başkanlığı'ndan edindiği verilere göre, Devlet aleyhine açılan adli suistimal davaları iki yılda iki katına çıktı. Estelle Mouzin'in Guermantes'ta (Seine-et-Marne) kaybolmasıyla ilgili soruşturmada Devlet'in ağır ihmal ve adaleti inkar suçlamasıyla açtığı celp kararının 3 Eylül Çarşamba günü açıklanması bekleniyor.

30 Haziran itibarıyla, Paris Mahkemesi Birinci Hukuk Dairesi, yargısal aksaklıklar nedeniyle Devlete karşı 1.148 davaya bakıyordu. Bu sayı, 2023'teki sayının iki katı. Bu davaların %30'u (329 dava), birkaç yüz, hatta birkaç bin davacıyı bir araya getiren toplu şikayetlere dayanıyor. Neredeyse tamamı, makul olmayan işlem sürelerini eleştiriyor ve çoğunlukla iş mahkemesine yönelik.

Fransa'da işten çıkarılmaya itiraz eden bir çalışan, ilk kararını almadan önce 18 ila 30 ay beklemek zorunda kalıyor; bu gecikme on yılda üçte bir oranında arttı. İş hukuku avukatı Haïba Ouaissi'ye göre, bu işlevsizliğin üç ana nedeni var. Avukat, öncelikle " Birçok iş mahkemesinde katip, duruşma salonu ve bilgisayar ekipmanı bulunmuyor ," diye belirtiyor.

Ayrıca, " ülkemizde çılgın bir yasal enflasyonla birlikte hukukun giderek karmaşıklaşması, mahkemelerdeki tartışmaları uzatması, bilirkişi taleplerinin giderek artması"na dikkat çekiyor. Uzman avukatın belirttiği üçüncü neden ise davaların artması: " Fransa'da istihdamın güvencesizleşmesiyle birlikte bireyler giderek daha fazla mahkemeye gidiyor " diye vurguluyor.

Yargılamada makul olmayan gecikmelere karşı prosedürlerin bu şekilde şişirilmesi yalnızca sanayi mahkemelerini etkilemiyor. Kırsal alanlardaki kira sözleşmeleri de, engellilik oranlarının belirlendiği sosyal güvenlik davaları da, hatta örneğin bir uçuşun iptal edilmesinin ardından tazminat almak için havayollarıyla yaşanan anlaşmazlıklar da birikmiş durumda .

Bundan böyle, Birinci Daire'ye her dava açıldığında, Devlet temsilcisi davacıya yargılamaya gitmekten kaçınmak için uzlaşma teklifinde bulunacaktır. Bu, makul süre sınırının ötesindeki her gecikme için aylık yaklaşık 200 Avro veya 300 Avro maddi tazminat anlamına gelir. Hukuk davası ancak davacı reddederse açılacaktır.

Adaletin yavaşlığına ilişkin davalardaki bu çarpıcı artış, Paris mahkemesinin birinci hukuk dairesinde öyle bir yığılmaya yol açıyor ki, mahkeme şu anda soruşturduğu bir davadaki kendi yavaşlığına ilişkin bir şikayetle ilgileniyor.