Çeşitlilik ve kapsayıcılık çoğu Avrupa fırını için önemlidir

Çeşitlilik ve kapsayıcılık, genç Avrupalılar için sosyal ve ekonomik ilerleme açısından hayati önem taşıyan temel unsurlar olarak ortaya çıkıyor.
Merck tarafından desteklenen FutURe 2025 Barometresi, katılımcıların %80'inin bu politikaların daha adil ve kapsayıcı bir toplum inşa etmek için gerekli olduğuna inandığını gösteriyor.
Anket ayrıca gençlerin %80'inin bakış açısı çeşitliliğini ekonomik büyümeyle ilişkilendirdiğini ve her on kişiden sekizinin hükümetlerin ve kuruluşların daha büyük sıkıntı zamanlarında bile bu girişimleri sürdürmesi gerektiğine inandığını gösteriyor.
Bu algı, çeşitliliğin yalnızca toplumsal adalet meselesi olmadığı, aynı zamanda toplumu daha dirençli ve rekabetçi kılabilecek bir inovasyon ve ekonomik kalkınma itici gücü olduğu fikrini güçlendiriyor.
Sonuçlar ülkeler bazında incelendiğinde önemli farklılıklar ortaya çıkıyor. Birleşik Krallık, %86'sı çeşitliliği ekonomik büyümeyle ilişkilendirirken, %87'si çeşitliliğin sosyal önemini vurgularken, %88'i kriz zamanlarında bile bu politikaların sürdürülmesini destekleyerek tüm boyutlarda lider konumda.
İtalya da tutarlı değerler sunarken (%85 ekonomik; %78 sosyal; %81 devamlılık), İspanya ve Almanya ise Avrupa ortalamasıyla uyumludur.
Fransa'da toplumsal algı en düşük seviyede (%72), Almanya'da ise zor zamanlarda bu politikaların sürdürülmesi için en düşük destek (%69) görülüyor.
Çeşitliliğe yönelik bu açık takdire rağmen gençler, karar alma süreçlerinde yeterince temsil edilmediklerini hissediyorlar.
Sadece %44'ü seslerinin siyasi ve toplumsal tartışmalarda yeterince yansıtıldığına inanırken, %83'ü Avrupa'nın geleceğini şekillendiren seçimlerde daha önemli bir rol oynamaları gerektiğini savunuyor.
Ayrıca, katılımcıların %71'i kamu politikalarının, programlarının ve kararlarının şekillendirilmesinde aktif olarak yer almak istediklerini belirtiyor. Bu dışlanma algısı ülkeden ülkeye değişiyor. Fransa ve İtalya'da gençler en eleştirel grup; sırasıyla sadece %38 ve %34'ü siyasi ve sosyal süreçlerde söz sahibi olduklarını düşünüyor. Birleşik Krallık'ta ise rakamlar daha olumlu: Katılımcıların %59'u temsil edildiklerini hissediyor ve %86'sı kamu politikalarının şekillendirilmesine aktif olarak katkıda bulunmak istiyor.
Barometre ayrıca mesleki fırsatlara erişimdeki eşitsizlikleri de vurguluyor. Gençlerin yarısından azı, daha deneyimli meslektaşlarıyla aynı koşullara sahip olduğuna inanıyor; bu oran İspanya ve İtalya gibi ülkelerde %35'e düşüyor.
Özellikle kadınlar, ekonomik büyümeye elverişli istikrarlı bir ortamın varlığına ilişkin daha olumsuz bir algı sergiliyor.
Bu bulgulara yanıt olarak Merck, 22 Eylül'de Çeşitlilik, Eşitlik, Kapsayıcılık ve Aidiyet konulu bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Toplantı, sembolik temsil riski, eşitliği somut ölçütlere dönüştürme ihtiyacı ve herkesin kendini ait hissettiği kapsayıcı kültürler yaratmanın önemi gibi hâlâ devam eden temel zorluklar üzerine düşünmeyi teşvik etti.
Küresel ve yerel eğilimler de ele alındı, kültürel ve politik değişimi hızlandırmanın pratik yolları tartışıldı ve çeşitliliğin sosyal ve ekonomik ilerlemenin itici gücü olarak görülmesinin sağlanması amaçlandı.
Sonuçlar, bu endişelerin eyleme dönüştürülmesinin ve yeni nesillerin Avrupa'nın geleceğinin şekillendirilmesinde aktif bir söz sahibi olmasının sağlanmasının aciliyetini vurguladı.
FutURe Barometresi, son dört yıldır 12 ülkede 21 ila 38 yaşları arasındaki 30.000'den fazla genç Avrupalıyı, Y kuşağı ve Z kuşağından oluşan temsili bir örneklem kullanarak araştırdı. Bu sayı, sağlık, inovasyon, sürdürülebilirlik ve ebeveynliğin yanı sıra çeşitlilik ve kapsayıcılığın da yeni nesiller için temel öncelikler arasında olduğunu ve aileleri ve mesleki gelecekleri hakkında özgür ve bilinçli kararlar alabilmek için somut çözümler talep ettiklerini vurguluyor.
Pt jornal